Whatsapp İhbar Hattı0537 893 2727

Prof. Dr. Bilgehan Pamuk Mygaziantep.com'a konuştu.

Prof Dr. Bilgehan Pamuk görevden alınmasıyla ilgili olarak konuştu.

Prof. Dr. Bilgehan Pamuk Mygaziantep.com'a konuştu.
26 Ocak 2017 MyGaziantep

Prof. Dr. Bilgehan Pamuk, Gaziantep Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanlığı’nı yaptı. Türkiye’deki profesörlük unvanını alan en genç akademisyenlerden. Ulusal ve Uluslararası toplantılara  konuşmacı olarak özel çağrılmış. Pek çok kurumdan teşekkür ve takdir belgeleri var. Son yıllarda Kanuni Sultan Süleyman’ın mezarının ortaya çıkarılmasında katkıları olmuş. Gaziantep savunması hakkında en geniş çalışma kendisine ait.

Yazdığı ders notları üniversitelerde öğrencilere ders notu olarak okutuluyor. Yurtdışında kendi alanında en fazla atıf alan tarih profesörlerinden. Öyle ki akademisyenlerin buluşma noktası Academia.edu’da % 2’lik dilimde yer alıyor.

Pamuk, Gaziantep genelinde milliyetçi-muhafazakâr bir akademisyen olarak biliniyor. Ensar Vakfı, Milli Türk Talebe Birliği, Gaziantep MÜSİAD, Medeniyet Tasavvuru Derneği, İlim Yayma Cemiyeti, İHH ve TÜRGEV’e bağlı yurtların yanı sıra AKİT, Semerkand, Kanal 5 gibi hükümete yakın derneklerde konferanslar verdi, tvlere konuşmacı olarak katıldı.

 

15 Temmuz gecesi meydanlarda olduğu gibi sosyal medya hesaplarında darbeyi lanetledi. Darbeye karşı imza kampanyasına katılan akademisyenlerin arasında yer aldı. Ama bunların hiçbiri Pamuk’un 672 sayılı KHK ile görevden alınmasına yetmedi.

Pamuk’un alınması sadece onu değil herkesi şaşırttı. Pamuk’un FETÖ ile ilişkilendirilmesine Gaziantep’te hükümete yakın sivil toplum kuruluşları olarak bilinen İslam Ülkeleri Akademisyen Ve Yazarlar Birliği (AYBİR), Ayıntap Kültür ve Sanat derneği (AYKUSAD), Diriliş Başkanları Gaziantep İl Başkanlığı ve Gaziantep Yazarlar Birliği birer basın açıklaması ile tepki gösterdi. Yine hükümete yakın gazeteler ve gazeteciler Pamuk’un açıklamalarına yer vererek kendisine destek oldu. 

Fakat bu desteklerin hiç biri Prof. Dr. Bilgehan Pamuk’un görevine geri dönmesine yetmedi.

Pamuk, “Akademik hayata başlarken kendime bir ideal benimseyerek en kısa süre içerisinde ve kimseden gayri meşru talepte bulunmadan helal dairesi içerisinde yükselmeyi ve öğrencilerime rol model olmayı hedeflemiştim. Bunun içinde elimden geldiğince çok çalıştım. Her zaman ülkesine ve milletine tehlike oluşturan yapılardan uzak durmuş ve onlara karşı her zaman akılla, bilimle, irfanla, düşünceyle mücadele etmiş birisi olarak dürüst bir şekilde çalışılarak da bir noktaya gelinebileceğini göstermek için çabaladım. 20 yıldır sadece ülkemi, milletimi ve öğrencilerimi düşünerek üniversitelerde hizmet ettim. Karşılığı bu olmamalıydı” diyor. 

 

Pamuk’a hangi gerekçe ile görevden alındığını soruyoruz. “Ben inançlı bir insanım. 2011 yılında eşimle ev almaya karar verdik. Faizsiz bankacılıkta o dönemde en uygun krediyi Bank Asya’da bulduk ki o dönemde kamuya ait birçok KİT’in, kurumun parası da Banka Asya’daydı. Buradan kredi çektiğim için hesabımın olmasından ötürü suçlandım. Üstelik meblağ da 1049 TL. FETÖ’ya yakın kişilerin bankaya gönüllü olarak para yatırdığı bir dönemde ben, 2014 ve 2015’te bankayı kredi yapılandırmasından ötürü üç defa icra davası açtım. Bu konuda resmi mahkeme kayıtlarımız var. 2014 - 2016 yılları nakit para trafiğimiz Halk Bankası üzerinden gerçekleşmiştir. Bunlarla uzaktan yakından ilgim olsa bunlara uzaktan yakından ilgisi olanların para yatırdığı bir dönemde bankaya icra davası açar mıydım?” diye soruyor.

Pamuk, şu anda mağdur olsa da devletten ve hükümetten umutlu olduğunu söylüyor. “Sayın cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi at izinin it izine karıştığı oluyor. Ben devletimize ve hükümetimize güveniyorum. Görevden alınmamda FETÖ bir araç olarak kullanıldı. Mevcut rektörümüz Sayın Prof. Dr. Ali Gür’ü tenzih ederek söylüyorum. Önceki yönetimin kişisel hesaplaşmasının kurbanıyım. 2012 yılında Yavuz Coşkun’a oy vermeyenler için cadı avı başladı. Herkesin takdirini kazanan bölüm başkanlığım demokratik olmayan yollarla yine kişisel nedenlerden ötürü alındığı gibi eski yönetim gitmeden hemen bir liste hazırlayıp sorgusuz sualsiz YÖK’e gönderdi. Bakın çok önemli noktadır: 5 Ağustos’ta yazılı ifademi dosya olarak veriyorum fakat 4 Ağustos’ta isim listesi YÖK’e gönderilmiş. Böyle birşey olabilir mi?  İsimsiz imzasız gizli bir ihbardan bahsedilmekle birlikte somut hiçbir delil gösterilmedi. Hatta bu konuda Gaziantep Savcılığı’na suç duyurusunda bulundum. Açık açık ve net olarak ifade etmek istiyorum. Bu örgütle uzaktan yakından hiç bir bağım yok. Bağım tespit edilmişse niye hapiste değilim? Dışarda isem niye görevimin başında değilim? En ufak bir bağımın tespit edilmesi durumunda verilecek her cezaya razıyım" diye konuşuyor.

Yorumlar (3)

Yorum Yaz
Gerçekten örgüte üye olup olmadığını bilmiyorum ama kendisini az çok tanıma imkanı oldu mecburiyetten. Ne oldum delisi, mevki makam hastası biridir. Belki bu vesileyle görevden alınması doğru olmamıştır ama zaten hak etmediği bir makamdı Tarih Bölüm başkanlığı.
Fatih Tura10 Ara 2017 01:18:11
Bende tanıyorum bu adamı maalesef hocam olmuştu pisliğin tekidir.
Emine2 Eki 2017 22:55:32
Değerli hocamı 20 yılı aşkın süredir tanıyorum,aynı evi paylaştım üniversite yıllarında.Kendisi milliyetçi ve vatan sevdalısıdır.Fetöyle kesinlikle uzaktan yakından hiçbir bağı yoktur.Emin olunuzki şuan bu kararı verenlerin bile fetö bağı olması ihtimaldir.Fakat Bilgehan hocanın imkansızdır böyle bir bağ.İnşallah tez zamanda bu hatadan dönülür ve değerli üstad hak ettiği yerde hayatına devam eder.Böyle büyük bir değere fetö yakıştırması yapmak bile yazıktır günahtır.Saygılarımla
Özgür2 Tem 2017 22:49:37