Whatsapp İhbar Hattı0537 893 2727

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde Halka Açık Konferans

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Yardımcı, çok sıcak suyla banyo yapmanın varislerin ilerlemesini hızlandıracağını, bu nedenle kaplıca, sauna gibi sıcak ortamlardan uzak durulmasının büyük .....

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde Halka Açık Konferans
28 Ekim 2017 MyGaziantep

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Yardımcı, çok sıcak suyla banyo yapmanın varislerin ilerlemesini hızlandıracağını, bu nedenle kaplıca, sauna gibi sıcak ortamlardan uzak durulmasının büyük önem taşıdığını söyledi.

Doç. Dr. Yardımcı, Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde düzenlenen “Varis ve Tedavisi” konulu halka açık konferansta, toplardamarların (ven) temel görevinin, kanın oksijenlenmesi ve dolaşıma yeniden katılması için kalbe taşınması olduğunu belirterek, “Bacaklardaki kan, toplardamarlar içindeki kapakçıkların yardımıyla kalbe doğru itilir. Bu kapakçıkların çalışması bozulduğunda, kan yukarıya taşınamaz, damar içinde birikerek varis görüntüsünü oluşturur” dedi.

 

Varisli bacaklarda şişlik, ağrı, yorgunluk, gece krampları ve karıncalanma olduğunu anlatan Yrd. Doç. Dr. Yardımcı, “Ciddi varisli toplardamarlar, bacakların cildinde dolaşım bozukluğu ile cildin beslenmesini bozar, egzema türü şikayetlere yol açarken, bazen de yaraların açılmasına ve iltihaplanmalara neden olabilir" şeklinde konuştu.

 

Vücudun diğer bölgelerinin aksine, bacaklardaki toplardamarların kanı akciğere gönderirken yer çekimine ters yönde çalışmak zorunda olduğunu, bunun da, venöz dolaşım konusunda bacakların bir şanssızlığı olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Yardımcı, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: 

 

“Bu, iki mekanizma ile sağlanır: Birincisi günlük aktivitelerimiz sırasında bacak kaslarımızın kasılmasıyla toplardamarlar komprese olur ve ‘muskulovenöz pompa’ adı verilen bu mekanizma ile kan akciğerlere doğru gönderilir.

 

İkincisi ise bacak toplardamarlarında bulunan çok sayıda kapakçık (venöz valv) kaslarımız gevşediğinde kanın geriye dönmesine engel olur. Bu kapakçıklar, kan yukarı giderken açılır, geri dönerken kapanarak, kanın akciğerlere doğru tek yönde akmasını sağlarlar.

 

Ancak bu mekanizma, bazı bireylerde çeşitli nedenlere bağlı olarak zamanla bozulabilir. Bu bozulmada en önemli faktör yapısal-genetik yatkınlıktır. Buna, uzun süre ayakta kalma/oturma, sıcak iklimde yaşama ve hamilelik gibi edinsel faktörler de eklenince kapakçıklarda yetmezlik gelişebilir.”

 

Yrd. Doç. Dr. Yardımcı, venöz yetmezlik olarak adlandırılan bu bozuklukta, bacak kaslarının kasıldığında kanın akciğerlere doğru gittiğini, ancak kaslar gevşediğinde kanın tekrar ayağa doğru aktığını söyledi.

 

Reflü adı verilen geri akımın, tutulan damarlarda basınç artışına (venöz hipertansiyon) yol açarak, bu damarlarda zaman içinde genişleme meydana geldiğini anımsatan Yrd. Doç. Dr. Yardımcı, “Genişleme en çok cilt altındaki gevşek yağ dokusu içinde yer alan yüzeyel toplardamar dallarında oluşur ve genişleyerek ciltten kolayca görülebilen varis adı verilen genişlemiş damarlar ortaya çıkar” ifadelerini kullandı.

 

Yrd. Doç. Dr. Yardımcı, varislerin aslında bir hastalık değil, venöz yetmezlik adı verilen bir hastalığın sonucu ve en “göze çarpan” belirtisi olduğunun altını çizerek, “Maalesef bir çok merkezde doppler ultrason yapılmadan yüzeyel varislere müdahale edildiğinden altta yatan asıl hastalık devam eder. Bu da halk arasında ‘’varis tedavi edilse bile tekrar eder’’ düşüncesinin yerleşmesine neden olmuştur” uyarısını yaptı.

Nedenleri:

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı da olan Yrd. Doç. Dr. Yardımcı, varisin nedenlerini şöyle sıraladı:

“Yaş: Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar.

Cinsiyet: Kadınlarda varis oranı yüzde 1 – 71, erkeklerde yüzde 2-56.

Doğum sayısı fazla olan bayanlarda görülme sıklığı daha yüksek.

Meslek: Doktor, hemşire, berber, öğretmen gibi ayakta uzun süre sabit kalan kişilerde daha sık izlenir.

Genetik: Aile hikayesi olanlarda yüzde 70 oranında çocuklarda da izlenir.

Vücut kitle indeksi: Kilo artışı ile görülme sıklığı artar.

Sedanter yaşam: Hareketsiz yaşam şekli, gelişmesini kolaylaştırır.”

Varisin bulgularını “Ağırlık hissi, ağrı, şişlik, uyuşukluk, gece krampları, yorgunluk, kaşıntı ve huzursuz bacak” olarak özetleyen Yrd. Doç. Dr. Yardımcı, varis tiplerini şu alt başlıklarda açıkladı: 

“Telenjiektazi (damar çatlaması): 0,1-1 mm genişliğinde, parlak kırmızı, cilde yakın yerleşimli, ele gelmeyen damarlardır.

Kılcal varisler (spider venler): Ciltten çıkıntı yapmayan, çapları 1-3 mm olan kırmızı-mor renkli varislerdir. Çok sayıdaki bu varisler, genellikle küçük çaplı bir ya da birkaç yüzeyel toplardamardaki kapak yetmezliği sonucu oluşurlar.

Orta boy varisler (retiküler venler): Ciltten hafif çıkıntı yapan, yeşil renkli, çapları 3-4 mm arasında değişen varislerdir. Genellikle daha küçük bir yüzeyel toplardamardaki kapak yetmezliği sonucu oluşurlar.

Büyük varisler (variköz venler): Ciltten bariz çıkıntı yapan, çapları 4-15 mm arasında değişen  varislerdir. Olayın nedeni genellikle büyük bir ana yüzeyel toplardamarlardaki kapak yetmezliğidir.

Tedavi

Varis tanısı konmasında doppler ultrasonografinin kolay, ağrısız ve güvenilirliği yüksek bir test olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Yardımcı, şöyle devam etti:

 “Venöz yetmezlikte tedavi prensibi, hastalarda olayın nedeni olan venöz yetmezliğin (reflü) giderilmesi, sonra da olayın sonucu olan varislerin tedavi edilmesidir. Venöz yetmezlik tedavi edilmeden direkt olarak varislerin tedavi edilmesi, hastalığın kendisinin değil sonucunun ya da belirtisinin tedavi edilmesi demektir.

Yorumlar (0)

Yorum Yaz