Çağlar öncesinde çam ağaçlarından sızan reçinelerin fosilleşmesiyle oluşmuş, süs ve bir çok eşyanın yapımında kullanılan sarıdan kızıla doğru bir çok renk çeşidi bulanan, her hangi bir cisim ile sürtünmeyle oluşan elektriği başka bir küçük cisme yaklaştırdığınızda onu direkt kendine çeken yarı şeffaf bir maddedir. Kehribar fosilinin zaman içerisinde bir çok değişime uğrasa da ya da süreç olarak binlerce yıl geçse de orijinalliğini kaybetmektedir.

Kehribar’ın oluşumu ağaçlarda reçinenin fosilleşmesiyle birlikte reçinelerin ya bulunduğu ağaç ile ya da reçinenin alınarak delta veya denize taşınmasıdır.

Üzerinden binlerce milyonlarca yıl geçen ve bir çok dış etkene maruz kalan reçine büyük kütleler haline dönüşmüştür. Ve süre ve etkenler ile birlikte sert bir yapıya bürünmüştür. Bu etkenlerden olumsuz etkilenerek tam oluşumunu sağlayamayan kehribarlarda bulunmaktadır. Tam olgunluğa ulaşamamış kehribarlara ise kopal denir. Olgunlaşmamasının en büyük sebebi yeterince basınç ve sıcaklıkta bulunmamasıdır.

Kehribarın günümüzde en kaliteli olarak elde edilen yeri baltık ülkeleridir. Kaliteden kastımız ise kehribarın tam olgunluğa ulaşmasadır. Burada çıkan kehribar fazla olduğundan dolayı bir çok eşya yapımında da kehribar kullanılmaktadır.

Bir kehribardan yapılan en güzel şey tesbihtir. Ve kehribara hayat vermek zor bir iş olduğundan dolayı, kehribara hayatı veren tesbih ustalarıdır. Osmanlı Dönemin’den günümüze kadar gelen kehribar tesbih, bugün de bir sanat eseri olarak anılmaktadır.