Whatsapp İhbar Hattı0537 893 2727

Bölge Rektörleri Gaziantep Üniversitesinde Buluştu

Gaziantep Üniversitesi ve Türkiye Kardeşlik Birliği (TÜRKAB) işbirliğiyle hazırlanan “Kampüsten Kardeşliğe Bakış” panelinde konuşan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, birlik ve baraberlik mesajı vererek, 15 Temmuz FETÖ hain darbe girişimine dikkat çekti.

Bölge Rektörleri Gaziantep Üniversitesinde Buluştu
28 Eylül 2017 MyGaziantep

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) ve Türkiye Kardeşlik Birliği (TÜRKAB) işbirliğiyle hazırlanan “Kampüsten Kardeşliğe Bakış” panelinde konuşan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, birlik ve baraberlik mesajı vererek, 15 Temmuz FETÖ hain darbe girişimine dikkat çekti.

 

Prof. Dr. Gür: “Biz bir ada ülkesi değiliz, medeniyetlerin kurulduğu ve bir çok yapının tarih boyunca hakim olmaya çalıştığı bir coğrafyadayız. Bizim hem zenginliğimiz, hem kaderimiz, hem de zorluklarımız var. Tarih boyunca bu bölgede savaşlar hiç eksik olmadı. Her şeye rağmen savaşın en zor zamanlarında bile medeniyetler hep burada kurulmuş. Medeniyetin, insanlığın tarihi burada olduğu için burada savaşlar yürütülüyor, o yüzden de etrafımızdaki coğrafyada birçok problemlerle karşı karşıya kalıyoruz.

En önemli şey yedi düvel, coğrafyamızda başkalarının çizdiği sınırlara göre bize muamele ederken biz ne yapıyoruz? Bir ailenin gücü; kendi aile içerisindeki anne, baba ve çocukların iyi iletişim kanallarıyla birbirlerini anlamalarından geçer. Tartışmadan, kavga etmeden ama farklı fikirleri birlikte konuşarak çözebildikleri ölçüdedir.

Eğer bir aile bütün bu yapısını koruyabiliyorsa dış dünyaya karşı çok güçlüdür. İşte bizim devletler hukukunda da böyledir. Eğer siz ana coğrafyanızda, topraklarınızda farklı fikirlerle birlikte ortak yaşamı gerçekleştirebilmişseniz güçlüsünüzdür. Birlikteliğiniz dıştan size saldırıya geçebilecek olan yapılara karşı sizin en büyük gücünüzdür. İşte bunu bilen uluslararası güçler maalesef coğrafyamızı ele geçirmek adına önce paramparça ettiler, böldükten sonra fitneyi koydular, arkasından da uyutma senfonisini oluşturdular” diye konuştu.

 

Öğrencilere seslenen Rektör Prof. Dr. Gür, “Lütfen dikkat edelim, eğer oyunların farkındaysak buna karşı mücadelenin en iyi yolu önce birlikteliktir. Birlik olmak demek tek düşünce demek değil, farklı düşüncelerle bir arada yaşamaktır. Uluslararası alanda bizi dize getiremeyenler, kendi içimizden çıkmış gibi göstererek farklı din algıları üzerinden ve sömürgeci yapı üzerinden ihanet şebekeleri kurdular ve bunlar öyle bir ihanete kalkıştılar ki, coğrafyamızda onanmayan yaralar açtılar. FETÖ yapısı çok büyük travmalar açtı. Her şerde bir hayır vardır ama bu noktada iki tane de hayrı görmezlikten gelmeyelim. Birincisi, içimizdeki ihanet şebekelerinin neler yapabileceğini, nasıl canileşebileceklerini ve nasıl bir ihanetin tohumlarını ekebileceklerini gördük.

Vatan, millet dedikleri halde nasıl satabileceklerini gördük. Bunu anlamak kolay değildi, gözleri dönerken, meclisi bombalamayı, kendi evlatlarını uçaklarla bombalamayı nasıl canice yapabildiklerini milletçe gördük. Keşke bunları yaşamamış olsaydık ama yaşadık ve millette ne yapacağına çok iyi karar verdi. İkinci olarak da bu yapı kendi dışında başka fikirleri tanımadığı için sadece kendi dünyası etrafında dönüyordu, benden ve öteki diye. Fitne kabiliyeti o kadar yüksekti ki, kendi dışındaki farklı fikirlerin hepsini birbirine düşman gösteriyordu. Sadece kendisiyle ilişki kuranlar her zaman iyiydi, kendi dışındakiler değildi ve ilişki kuramazdı.

İşte bu yapının bize bıraktığı bütün travmaların ötesinde bu yapı devreden çıkınca biz farklı fikirlerle konuşmayı öğrendik. Milliyetçisinden, dindarına, entelektüel solcusundan vatanseverine, ulusalcısına herkes bir noktada vatanı müdafa, dini inançları koruma, bayrak sevdasında birleştiler. Sevgili öğrencilerim, bu yapılara asla aldanmayacaksınız, bu yapıların bize bıraktığı travmayı en kısa zamanda atlatacağız” diyerek, bunun en güzel örneğinin Gaziantep Üniversitesi’nde, 2 bin 100 Suriyeli ve 107 ülkeden 2 binin üzerinde öğrenciyle birlikte sağlandığını söyledi.

 

İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, öğrencilere tavsiyelerde bulunarak, iyi bir eğitim almaları için önerilerde bulundu. Prof. Dr. Kızılay, “Üniversiteler sadece gelip eğitim- öğretim görülen yükseköğretim kurumları değil. Yüksek nitelikte eğitim, öğretim almanız lazım. Sizi hayatın bütün yönleriyle, bütün etkileşimleriyle üniversitede buluşturmamız gerekiyor. Derslerin, sınavların yanında ülkenin bütün sorunlarını yakından takip etmeli, kendinizi çok iyi yetiştirmelisiniz. Vatanımızın birliği, bütünlüğü açısından geleceğin teminatı olduğunuzun farkında olarak çevrenizle, arkadaşlarınızla büyük bir yola koyulduğunuzu hissetmelisiniz.

Üniversitenin, şehrin, bütün imkanlarından yararlanarak kendinize, katma değerlerinizi arttırarak yatırım yapmalısınız. Sanatta, kültürde, sporda, eğitim aldığınız fakültenin yanında ekstra değerlerle yetiştirmeniz çok önemli. Etkinliklere mutlaka katılın bunun en iyi yolu da üniversitelerdeki öğrenci toplulukları. Yine sivil toplum örgütlerinde yer alın. Hatta kendiniz sivil toplum örgütleri kurun, toplumun içine, sahaya inin, insanlarla iyi iletişim içerisinde olun. Bu tür sosyal aktiviteler hem sizi hayata hazırlayacak hem de aldığınız eğitimle bütünleştirmiş olacak” diye konuştu.

 

 

Bilgi Güçtür, Bilgisizlik Güçsüzlüktür

Şırnak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Emin Erkan, Şırnak’ta 30 gencin Rahmetli Şehidimiz Ömer Halisdemir’in mezarının başında nöbet tutmak için gittiğini, yine Şırnak’ta, Siirt’te 15 Temmuz darbesinde tankların üzerine çıkan Şırnaklı gençlerin olduğu vurgusunu yaparak, “Mehmet Akif’in millet kavramı öyle bir milletmişiz ki medeniyeti, İslamiyeti göstermişiz. Bizim aramızda kavmiyetçilik tefrikasını sokan ve bizi sürekli küçük küçük parçalara ayırıp bölüp yutmak isteyenler var, şunu rica ediyorum; okuyun. Bilgi güçtür, bilgisizlik güçsüzlüktür. Ancak işte buralarda bilgiyi edinip ve bunu güce çevirebilirsiniz.

Birlik beraberlik gücünü de iyi kullanın. 80 milyon için değil bunu 3 milyar insan için kullanmak gerek. Sadece burada birlik beraberlik değil, aynı zamanda Arakan’ın da, Somali’nin de bize ihtiyacı var. Bosnahersek’e giderseniz de oradaki insanlar da bir şeyler bekliyor. 80 milyon bazında düşünmeyelim, bir tık üste çıkalım hedeflerimiz belli olursa daha da güzel ve hayat tecrübesini aktaralım” diye konuştu.

 

Aklınızı Kiraya Vermeyin

Çok büyük bir millet olduğumuzu 15 Temmuz akşamı gösterdiğimizi söyleyen Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aydın Durmuş, Kürdüyle, Türküyle, Arabıyla, Çerkeziyle çok büyük bir millet olduğumuzu 15 Temmuz akşamı gösterdiğimizin altını çizdi. Rektör Prof. Dr. Durmuş, şöyle konuştu: “Bizim gençlerimiz tankın önüne yatabiliyorlar. Bir doktor düşünün bir tankın altından kalkıyor öbür tankın altına yatıyor. Bu büyük bir iman kuvvetiyle açıklanır. Vatan sevgisi imandan gelir.

15 Temmuz da bunu gördük. Bu memlekette tankın altına yatabilen insanlarımız var. İnşallah Allah’ın izniyle de millet olarak bizlere bir şey olmaz. 15 Temmuz akşamı, herkes birlik beraberlik içinde Çanakkale ruhu sanki canlanmıştı orada. Bu noktaya nasıl geldik? Aklını, fikrini kiraya veren insanların yüzünden geldik. Aklı, vicdanı hür insanlar değiller. Salya sümük akan bir adamın mendillerini cebinde saklayarak insanlar unvan aldı. Doçent, profesör, vali, kaymakam oldu. Yürümesini, konuşmasını bilmeyen bir adamın peşine takıldı. Niye, aklını fikrini kiraya vermişlerdi. Onun için biz gençlerimizden şunu istiyoruz; aklınızı sakın kiraya vermeyin.”

 

İslam Gençlerin Omuzlarında Yükseldi

“İslam gençlerin omuzlarında yükselmiş bir din” diyen Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat, geleneğimizi, kültürümüzü gençlerden hareketle oluşturduğumuzu vurguladı. Gençliğin değişimin ve dinamizmin sembolü, yaşlılığın ise statükonun sembolü olarak İslamiyet dönemlerinde ortaya çıktığını aktaran Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat, “Hz. Peygamber bundan dolayı çok kınanmıştı. Çoluk, çocukla, gençlerle oturup, kalkıyor, sohbetlerimize gençleri getiriyor gibi eleştirilere maruz kalmıştı. Hz. Peygamber o gençlerde umut ışığını görmüştü. Burada şu hususun altını çizmek istiyorum.

Dinamizmi, ruhu olan, seyyah, hareketli bir gençlik oluşturmak nasıl mümkün olabilmişti? Hz. Peygamber böyle bir gençliği nasıl oluşturabilmişti? Bu gençliğin sürekliliğini nasıl temin edebilmişti? İslam toplumunda ülküsü ve idari olan bir toplum, bir gençlik oluşturma yönünde Hz. Peygamberin verdiği mesajlarla biz aslında dinamik bir gençlik oluşturabildik” şeklinde konuştu.

 

İlkel Şartlarda Öğrenmeye Çalıştık

Kaliteli hoca ve öğrenci yetiştirilmesi konusundaki soruyu yanıtlayan Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşaltın, “Eğitim sistemimizdeki bütün eksikliklerimize rağmen kaliteli öğrenci çok iyi yetişir” diyerek, şu ifadelerde bulundu: “Bizim zamanımızda ne doğru düzgün kitap, ne not vardı, fotokopi de yoktu. İlkel şartlarda bir şeyler öğrenmeye çalıştık.

İlkokulda beş sınıf bir arada tek sınıfta bir öğretmen vardı. Heyecan, gayret, sürükleme vardı. Şu andaki en büyük eksikliklerden birisi heyecanımızı biraz yitirdik ama öğrencilerimize çok iyi bir eğitim vermenin gayreti içerisindeyiz. Onların iyi bir geleceğe sahip olması için gereken tüm imkanları sunuyoruz.”

 

Düşünen Toplum Olmalıyız

Genel itibariyle günlük olaylara kendi kendimizi çok kaptırıp yapmamız gereken işlerimizi, istikametimizi unuttuğumuzu belirten Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü şunları söyledi: “Genelde uzun vadeli bir istikametimiz olmuyor. O anlamda kısa vadeli istikamette zaten oturmuş oluyor. Dünyaya bakıldığında halihazırda oldukça sıkışık bir dünya görüyoruz. Önümüzdeki birkaç on yıl içerisinde bu dünya biraz daha sıkışacak. Biz olayın genelde sosyolojik yönleriyle meşgul oluyoruz ama işin aslında dünyadaki kaynaklarla alakalı olduğunu icra ediyoruz. Dünyadaki kaynaklar hızlı bir şekilde günümüzde daha da hızlanmış biçimde kullanılıyor.

Kurulmuş halihazır hayatlarının devamı için ve bunun devam ettirilebilmesi için sürekli beslenmesi lazım. Bu beslenme için de mali kaynaklar, tabii kaynaklar bazen insan kaynağı değişik biçimlerde kullanılacak insan kaynaklarının hepsinin düşünülmesi gerekiyor. Bunu düşünen toplum olursanız siz düşünürsünüz. Siz düşünmezseniz başkaları düşünür.”

Türkiye Kardeşlik Birliği (TÜRKAB) Gaziantep İl Başkanı Abdülsamet Taş’ın açılış konuşması sonrasında konuşan TÜRKAB  Genel Başkanı Sait Ali Arslan, Gaziantep Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen panelin amacı hakkında şunları söyledi: “Ülkemize öncü, dünyaya örnek, kültürümüzün mirasına haiz, donanımlı ve farklı kökenlerden kardeşlerimizin beraberce yaşayabilme algısına sahip olması ve bu doğrultuda Üniversitelerimizin ve diğer toplumun tüm kesimlerindeki fertlerin beraberce yaşayabilmesini sağlayabilmek amacıyla organizasyonumuzu düzenledik” diyerek, farklı kesimlerdeki görüşlere açık ve beraberce hareket edebilecek bir nesil, yeni bir gençlik oluşturma gayreti içerisinde olduklarını söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Bilal Çıplak'ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelin sonunda panelistler öğrencilerin sorularını yanıtladı.

Yorumlar (0)

Yorum Yaz